Türkiye genelinde düzenlenen şiir yarışmalarına katılarak önemli dereceler elde eden Of Fen Lisesi Edebiyat Öğretmeni Şair/Yazar Yahya Özkök yeni bir başarıya daha imza attı. Truva Edebiyat Dergisinin bu yıl 1.'sini düzenlediği şiir yarışmasında 225 şiir arasında "Aşikar" adlı şiirle Yahya Özkök 1. olarak yeni bir başarının mutluluğunu yaşadı. Yarışmada ayrıca "Barışın Üç Yolu" adlı şiirle Yahya Özkök mansiyon ödülüne layık görüldü.
Jüri Üyeliklerini; Başkanı -Yazar, Şair / Prof. Dr. Mustafa Nejat Sefercioğlu, Jüri Üyesi -Yazar, Şair / Şevki Dinçal, Jüri Üyesi -Yazar, Şair / Turan Demirci, Jüri Üyesi -Yazar, Şair / Ümmügülsüm Hasyıldırım, Jüri Üyesi -Eğitimci, Yazar, Şair / Yusuf Gökbakan
Jüri Üyelerinin değerlendirmesi sonucunda ;
1.Aşikar - Yahya Özkök
2.Boşverin - Mehmet Beyazyol 3.Aramakla Bulunmuyor - Necla Polat Hasbutçu
Yarışmada Filistin Özel Ödülü "Zamanın Durduğu Yer" adlı şiirle Raif Çelik'in oldu.
Edebiyatçı Şair/Yazar Yahya Özkök elde ettiği başarıyla ilgili olarak; "20 yıldır Of'ta yaşayan Erzurumlu biri olarak Trabzon'un, Of'un, okulum Of Fen Lisesinin ve memleketim Erzurum'un adını katıldığım yarışmalarda duyurabilmekten onur duyuyorum. Şiirin peşinde koşarak hem öğrencilerime örnek olmak hem de Türk edebiyatına yeni eserler kazandırmak beni mutlu ediyor." sözleriyle duygularını ifade etti.
Yarışmada 1. olan ve mansiyon ödülü kazanan Edebiyat Öğretmeni Şair/Yazar Yahya Özkök'ün şiirleri
AŞİKÂR
Bir anlık bir hicranda her dem olurken nalan,
Yürekte bir esrarım anahtarı "hiç" olan.
Rüzgâr estiği zaman bağrı ateşle dolan,
Arifler bilir beni, kaç sineye nar oldum?
Vefalı gönüllerde böyle aşikâr oldum.
Bazen fark edemeden yakınlar olur uzak,
Bazen bir nefes için dar gelir kızıl şafak.
Meşakkatli bu yola çıkarken yalın ayak,
Eyüp Peygamber gibi sabredene yâr oldum.
Vefalı gönüllerde böyle aşikâr oldum.
Belki kanlı gözlerden düşerim baran ile,
Belki günü ararım dertli Kehkeşan ile,
Ahvalimi dökemem öyle her lisan ile,
Taştım seller misali, Hallacı'ya dar oldum.
Vefalı gönüllerde böyle aşikâr oldum.
Her saniye tekerrür etsem de niyazımı,
Firkat teşebbüs eder kesmeye avazımı,
Söndüremez kar benim parlayan alazımı
Gülün yapraklarında bülbüle efkâr oldum.
Vefalı gönüllerde böyle aşikâr oldum.
Bir inciye benzerim, can bulurum nisanda,
Âşığın her halini ettiği o beyanda,
Ben gelince yürekler alev alır bir anda,
Şemin aydınlığında pervaneye har oldum,
Vefalı gönüllerde böyle aşikâr oldum.
Kerem'de rücu etti her şey aslına yine,
Ferhat ile kanarken sudaki bir ayine,
Mecnun'a çöller oldu en kıymetli hazine.
Asırlar boyu yalnız sadakatle var oldum,
Vefalı gönüllerde böyle aşikâr oldum.
Şair Yahya Özkök
BARIŞIN ÜÇ YOLU
Kırılmasın bir can fani telaşta,
Cehennem saklıdır gözdeki yaşta.
Hoşgörü timsali Hacı Bektaş'ta,
Eğreti duygular savuşsun artık.
Bu dünya barışa kavuşsun artık.
Katre olabilmek için ummanda,
Çıkmalı sefere tayy-ı zamanda,
Debbağların şahı Ahi Evran'da,
Cömertler yeniden buluşsun artık.
Bu dünya barışa kavuşsun artık.
Tecelli görülse her bir zümrede,
Toprağa nasihat eden cemrede.
Cem olup bir daha Yunus Emre'de.
İnsanlar el ele tutuşsun artık,
Bu dünya barışa kavuşsun artık.
Ahiler alınca ondan icazet,
Yurdun her yanını sardı fütüvvet,
Başladı bu usul ile ticaret.
Ahi Evran Dede konuşsun artık,
Bu dünya barışa kavuşsun artık.
Hünkâr'ın çağları aşan sesinde,
Hakk'a çağıran o kutlu esinde,
Dertlilere şifa her nefesinde,
İnsanlık sofrası oluşsun artık!
Bu dünya barışa kavuşsun artık.
Kavgaya meyilli çürük temeller,
Nasihat softası kuru meseller,
Fesadın zulmüne düşen ameller,
Tekrar Yunus ile uyuşsun artık!
Bu dünya barışa kavuşsun artık!
Hünkâr'da aslana dost olur ceylan,
Yunus gönlümüze konar nagehan.
Semahat güneşi Pir Ahi Evran.
Evlere barklara doluşsun artık,
Bu dünya barışa kavuşsun artık.
Şair Yahya Özkök